14 Nisan 2015 Salı

Türk Halk Müzigi çalgıları




Djembe 

Djembe (Türkçe okunuşu ile cembe), Afrika kıtasında 13. yüzyılda Mali İmparatorluğu tarafından ilk olarak kullanılmaya başlamış bir müzik aletidir. Günümüze gelene kadar kültürler arası etkileşim ile Batı Afrikada Mali'nin çevresindeki ülkeler olan Gine, Gambia, Senegal, Burkina Faso, Fildişi Sahilleri ve Sierra Leone'nin de ulusal enstrümanlarından biri olmuştur.

Djembe adı, çoğunlukla Afrika'da bulunan djem ağacından gelmiştir. Yapım prosesi, kesilmiş djem ağacının gövdesine kadeh formu verilmesi ile başlar. Kadeh formu verilmiş ağacın her iki ucu açık olacak şekilde oyulur ve iç kısmı tesviye edilir. Geniş olan ağıza hayvan derisi gerilir. (Gerilen deri genellikle keçi derisi olmakla birlikte buffalo ve antilop da kullanılabilmektedir) Bu deri ipler yardımıyla uygulanan özel bir germe prosesi ile gerilerek, djembe'ye son formu verilir. (Bkz. Otantik Djembe Resim) Günümüzde teknolojinin gelişmesi ile fabrikasyon olarak da üretilen djembeler, daha farklı bir prosesle üretilseler de benzer sesin alınması amaçlanmıştır..

Djembe Nasıl Çalınır

Geleneksel Afrika müziğinde djembe ayakta çalınmaktadır. Omuzlara takılan bir askının djembeye tutturulması sayesinde ayakta çalmak mümkün olabilmektedir. Zaman zaman kontrolu daha fazla sağlamak için bu askı, çalan kişinin beline de sarılmaktadır. Her iki elle çalınan djembenin bacak ve dizler yardımı ile dengesi ve pozisyonu değiştirilebilir. Günümüzde dünyada, oturarak çalınması daha yaygın ve popüler olup, solo djembenin ayakta çaldığı görülmektedir.
Çok farklı yelpazede ses üretilebilen djembeden, hem ana ritim enstrümanı olarak hem de solo enstrüman olarak yararlanılmaktadır.
Marakas, içi oyuk olan gövdesinde bulunan parçalar sayesinde sallayınca ses çıkaran bir tür vurmalı müzik aletidir.
Tahta, bambu ve plastikten yapılan türleri vardır. Çoğunlukla Afrika ve Latin Amerika müziklerinde kullanılır.

Çok popüler bir ritim aletidir. Düğün, toplantı, ritim partileri, profesyonel ve amatör müzik yapımlarında kullanılır. Çocukların zihinsel gelişimini arttırır.
Yetişkinler ise parti ve eğlencelerde ritim tutarken keyifli anlar yaşarlar.


Yanyana koyulmuş birbirinden farklı büyüklükteki tas biçimli 2 ayrı gövdeye deri gerilmesi ile oluşur. "Zahme" adı verilen yumuşak veya orta yumuşaklıkta ağaç sopalarla çalınır.
Gövdeyi meydana getiren 2 çanak, dövme bakır veya ağaçtan imal edilirler. İki çanağın büyüklüğü birbirinden farklı olmasının nedeni, icra sırasında farklı tını elde etmek içindir. Kalın tını veren çanağın adı DÜM, tiz tınıya sahip olanın adı TEK tir. Çapı 15-16 cm olan dümün derinliği 30-32 cm., çapı 14-15 cm. olan tekin derinliğiyse 28-30 cm.dir.

Bu iki çanağın üstüne gerilmesi için kullanılan deve veya keçi derisinin kalınlıkları da, düm üstüne 2 mm., tek üstüne 1 mm.olmak üzere birbirinden farklıdır.
Gövdenin altına kudümün yerle temas ederek tınısının değişmesini önlemek ve çalan kişiye icrayı kolaylaştıracak eğimi verebilmek için"simit" adı verilen ortası boş silindirler konur.


Mey'in Gelişimi ve Türk Halk Müziğine Katkıları Nelerdir ?

Meyin tarihçesi :

Türk Halk Müziği özel çalgıları olan bir ana türdür. Türk Sanat Müziğinden farklı çalgıları içermektedir. Bu ayırımın bazında geleneksel Halk çalgıları içerisinde mey'in çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Eşlik çalgı özelliğini taşımanın yanında, geleneksel çalgı icrası sırasında da, aynı zamanda solo saz olma özelliğini günümüze kadar sürdürmektedir. Orta Asya'dan günümüze intikal eden ve nefesli Halk çalgılarından olan mey, kökeni itibarı ile, ilk kez Şiraz da icat edilmiştir.

Araştırmalar sırasında bu konuyla ilgili aşağıda belirtilen bilgiler elde edilmiştir. Evliya Çelebi, Meyin Asya'daki adından şöyle bahseder.1

Belban veya Balban (Türkmen kamışlı düdüğü) Şiraz da icat edilmiştir.Türklerin çok çaldığı ve hatta 17.y.yıl da yüz kadar çalanı olduğunu belirtmektedir.

                                                                     


SANTUR

Müzik Aletleri (Enstrümanları) Hakkında Teknik Bilgiler

Bu saz Tevrat'ta Psanterin olarak geçer. Büyük ihtimalle Santur sözcüğü bundan türemiştir. İbranilerin çalgısı olup 11 ci yüzyıldan sonra Avrupa'ya yayılmıştır.Mısır'da ikişer çelik telli, İran'da ise dörder adet pirinç telli olarak kullanılmaktadır.

Eski Türk sazlarından nüzhenin (1) gelişmiş şeklidir. Geometrik olarak ikizkenar yamuk şeklindedir. Telleri önceleri ibrişimdendi. Sonraları madeni ve sarma tel kullanılmıştır. Eski Türk ve İran santurlarında sarı pirinç tel kullanılır. Avrupa santurlarında genellikle çelik ve çelik üzerine gümüş sarma teller kullanılmaktadır. Her bir sazın yapısına göre kullanılan bu tellerin tınıları farklıdır. Santur masa üzerinde veya bir sehpa üzerinde çalındığı gibi piano gibi bacaklı şekilleri de vardır. Uçlarına keçe veya ince tülbent sarılan ince iki sopacık ile çalınır. Bunlara eskiden olduğu gibi Zahme veya mızrab-da denir.İranlılar mızraba bir şey sarmadan çalarlar.

6 yorum:

  1. Djembe, santur.. Kültürümüze ait bilmediğim daha çok müzik aleti var galiba.

    YanıtlaSil
  2. Eline sağlık Burçay hocam, santur şekil olarak kanun u hatırlattı bana. Ama çalınış biçimi baya farklıymış anladığım kadarıyla.
    (Profesyonel gözüyle; santur-kanun ne alaka? dediğini duyar gibiyim :/ )

    YanıtlaSil
  3. Vay be müzik için ne icatlar var..
    paylaşım için teşekkürler..

    YanıtlaSil
  4. Mey sesini duymuştum lisede bir arkadaşım çalıyordu. Ancak enstrümanın bir özelliği çok ilginç tükürükle ıslatmadan iyi ses vermiyordu. Öyle kalmış aklımda.

    YanıtlaSil
  5. Faydalı bir çalışma olmuş. Bu çalgıların unutulmaması ve unutturulmaması dileğiyle :)

    YanıtlaSil